Mekân ve manzara temelli pratiklerimi kavramsal bir dille ifade etmeyi hedefleyerek yüzeyin sembolik ve duygusal potansiyelini inceliyorum. Kent, doğa ve özne arasında bir uzlaşma ve ortak bir dil bulmayı amaçlıyorum. Mekanların ve manzaraların gizli karmaşıklıklarını ve özünde yatan hikayelerini ‘yüzey’ kavramını ele alarak ifademi oluşturma çabasındayım. Odak noktam değişen toplumda istikrarlı olamayan yerlerin olasılıklarına göre şekilleniyor.