Gündelik yaşamda mekân algısını kavramsal boyutta ve fotoğraf odaklı bir sanat pratiği üzerinden ele alıyorum. Marc Auge’nin Non-places (Yok yerler) ve Edward Relph’in Placelessness (Yersizlik) kavramlarından yola çıkarak yapılara, yollara ve yüzeylere odaklanıyorum - küresel, kimliksiz, yerelin izinin silindiği ve çok sayıda mekânsal benzerliğin bir araya gelerek oluşturduğu bir labirentin parçaları. Üretimimde deneysel düşünce yolunu seçiyorum, bu da yeni fikirlerin süreç içinde ortaya çıkmasına imkân veriyor.