İzem Kavasoğlu
Çalışmalarımda genellikle bir yolculuk kurguluyorum. Bu yolculuklar bir anın ziyareti gibi. Ana ait imgeleri, sembolik bir şekilde yolculuğa yerleştiriyorum. Anın duygusuna yoğunlaşıyorum. Aynı duyguyu yakalamak mümkün olmuyor. Duygu eksiliyor, bir çok şey unutuluyor. Boşluklar oluşuyor. Hafızamdakilerden çok, oluşan boşluklar ilgimi çekiyor. Çağrışımlar söz sahibi oluyor. Boşluklar bilinç dışı tarafından dolduruluyor ya da boşluk olarak kalıyor. Hatırlama(ma)nın kim olduğumla ilgili olduğunu düşünüyor ve kendime notlar alıyorum.