Eserlerimde, öznede vücut bulan şiddet, korku, kaygı, arzu, dağılma, yok oluş ve eksiklik gibi kavramların ruhsal boyutları üzerine yoğunlaşıyorum. Bu kavramlar, iktidar ve özne arasında var olan gerilimin yansımaları da olduğu için heykellerim açık ya da örtük biçimde özne ve toplum arasında analojiler kuruyor. İzleyicinin kendisini, ait olduğu toplumsal yaşantıyı, kültürel koşulları ve söylemleri farklı bir perspektiften yeniden gözlemleyebilmesi için gündelik hayatın dışında bir aralık yaratmaya çalışıyorum.