Çalışma alanımı bir ağ olarak niteliyorum. Ağ gözeneklidir ve bu ağın gelişimini belirleyen de bulunduğu konum ile olan ilişkilerdir. Çalışmalarımda duyumladığım şey, hayattır. Bu noktada oluşturduğum formlar bir iç haraket, iç hayat, kendi başına bir iç etkinliktir. Birbirlerinden yola çıkarak gelişirler. Dün formsuz ya da "belirli bir form vermeyen" olarak görülen şey, bugün öyle değildir. Benliğimle olan sorgulama geliştikçe onunla birlikte formun konumu ve şekli de gelişmekte.